AB, İsrail dışişleri bakanını Gazze savaşı ışığında ikili işbirliğini görüşmeye davet etti
Josep Borrell Çarşamba günü, dışişleri bakanı Israel Katz’tan ‘geçici’ bir AB-İsrail Ortaklık Konseyi’ne katılmasını istediğini doğruladı.
![AB, İsrail dışişleri bakanını Gazze savaşı ışığında ikili işbirliğini görüşmeye davet etti](https://haberbolgesi.com/wp-content/uploads/2024/06/ab-israil-disisleri-bakanini-gazze-savasi-isiginda-ikili-isbirligini-gorusmeye-davet-etti-yJ4nR3xx.jpg)
Avrupa Birliği Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz’ı, ülkenin Ortaklık Anlaşması olarak da bilinen AB-İsrail işbirliği anlaşması kapsamındaki insan hakları yükümlülüklerine uyumunu görüşmek üzere bir araya getirdi.
Borrell bu duyuruyu Çarşamba öğleden sonra, AB’nin 27 dışişleri bakanının Brüksel’deki bir toplantı sırasında oybirliğiyle bu hamleyi desteklemesinden bir hafta sonra sosyal medya platformu X’te yaptı.
![](https://haberbolgesi.com/wp-content/uploads/2024/06/ab-israil-disisleri-bakanini-gazze-savasi-isiginda-ikili-isbirligini-gorusmeye-davet-etti-0-kQyPAu2I.jpg)
Geçtiğimiz Pazartesi günü Borrell gazetecilere verdiği demeçte, dışişleri bakanlarının “Gazze’deki durumu (…) insan haklarına saygıyı tartışmak” amacıyla bir Ortaklık Konseyi (AB ve İsrail’in ikili işbirliğini tartıştığı bir forum) çağrısını desteklediğini söyledi. İsrail’in Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) Refah’taki saldırısını durdurması çağrısında bulunan kararına nasıl uymayı planladığı da tartışılıyor.
Hareket, İspanya Başbakanı Pedro Sánchez ve dönemin Taoiseach Leo Varadkar’ından üç ay sonra geldi ilk önce bir ricada bulundumİsrail’in Gazze’deki askeri harekatına ve olası insan hakları ve uluslararası hukuk ihlallerine ilişkin ciddi kaygıları öne sürerek, AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nın acilen gözden geçirilmesini talep etti.
Euronews kaynaklarına göre Borrell, dışişleri bakanlarının kendisine Ortaklık Konseyi’ni toplama konusunda açık bir yetki verdiklerini iddia ederken, iki üye ülke çekincelerini dile getirdi.
Bu iki ülkeden birinden bir diplomat, İsrail’i toplamadan önce AB’nin önündeki diğer seçenekler konusunda netlik kazanmak istediklerini söyledi.
Ancak AB Konseyi’nin altı aylık dönem başkanlığını yürüten hükümetinin Belçika dışişleri bakanı Hadja Lahbib, geçen Perşembe günü Ortaklık Konseyi’nin “bir ay içinde” toplanabileceğini umduğunu söyledi. Belçika, Haziran ayı sonunda Konsey başkanlığını İsrail’in sadık destekçisi olan Macar hükümetine bırakacak.
2000 yılında imzalanan AB-İsrail Ortaklık Anlaşması, AB’nin İsrail ile ticari ilişkilerinin yasal temelini oluşturuyor. Anlaşmanın 2. maddesinde işbirliğinin “insan haklarına saygı ve demokratik ilkelere dayalı” olacağı belirtiliyor.
Avrupa, İsrail’in ana ticaret ortağıdır ve tüm ticaretin üçte birinden biraz daha azını oluşturmaktadır; bu da Anlaşmanın, bloğun Netanyahu’nun savaş kabinesine savaşın yıktığı Gazze Şeridi’ndeki saldırısından kaçınması yönünde baskı uygulamak için güçlü bir araç olarak görüldüğü anlamına geliyor.
Başta İrlanda olmak üzere bazı hükümetler, AB’nin daha sert bir duruş sergilemesi ve Netanyahu hükümetini, savaşın ilk sekiz ayında 36.000’den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği Gazze’ye saldırıyı sürdürmekten caydırmak için elindeki araçları kullanması yönünde çağrıda bulundu. Hamas yönetimindeki sağlık bakanlığına göre savaş.
İrlanda Dışişleri Bakanı Micheál Martin geçen hafta gazetecilere verdiği demeçte, AB dışişleri bakanlarının ilk kez İsrail’e yaptırım olasılığını gündeme getirdiğini söyledi.
Martin, üye devletlerin tutumları arasındaki bazı farklılıkları kabul ederek, “İlk kez bir AB toplantısında, gerçek anlamda, yaptırımlar konusunda ciddi tartışmalara tanık oldum.” dedi.
Martin, “Uluslararası insancıl hukuk ve insan haklarına bağlılık, Avrupa Birliği’nin varoluş nedenidir ve olaylar bu konuyu gerçekten net bir şekilde odağa koyuyor.” dedi.