ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhuriyetçi rakibi Donald Trump, Ukrayna’daki savaşı ve Trump’ın cezai mahkumiyetlerini öne çıkaran gergin bir tartışmada siyasi söylemi ele geçirmek için mücadele etti.
Kasım ayında yapılacak seçimler öncesinde iki başkan adayı, seçmenleri ikna etmeye çalıştıkları yüksek riskli bir tartışmada, rekabet eden vizyonlarını ortaya koydu.
Atlanta’da yapılan tartışma, iki adayın kürsüye çıkmadan önce el sıkışmaması nedeniyle soğuk bir başlangıç yaptı.
Her iki aday da seçmenler tarafından iyi tanınıyor, anketlere göre genel olarak sevilmiyor ve neredeyse her temel meselede çok farklı görüşler sunuyor.
Trump, Ukrayna’daki savaştan Biden’ı sorumlu tutuyor
Putin’in Rusya’nın Ukrayna’daki savaşını sona erdirme şartlarını kabul edip etmediği sorulduğunda Trump, Putin’in Biden yönetiminin Afganistan’daki savaştan çıkışlarını nasıl hallettiğini gördükten sonra işgal etmeye karar verdiğini iddia etti.
Putin’in savaşı sona erdirme şartlarını kabul etmeyeceğini doğrulamasına rağmen, savaşı “sonlandıracağını” iddia etti ve ABD’nin Ukrayna’ya çok fazla mali yardım sağladığı yönündeki önceki iddialarını yineledi.
Biden, Vladimir Putin’i “savaş suçlusu” olarak adlandırarak ve Ukrayna ile sınırlı kalmayacağını söyleyerek yanıt verdi. Ayrıca NATO’nun “Ukrayna için ABD kadar” ürettiğini ve Amerika’nın gücünün “ittifaklarında yattığını” belirtti.
Trump, Avrupalı müttefiklerin NATO’ya ABD kadar harcama yapmadıkları mantrasını tekrarladı ve NATO müttefiklerine harcamaları artırmaları konusunda başarılı bir şekilde baskı yaptığını iddia etti.
Şu anda ABD’den en fazla dış yardım alan ülke konumunda olan Ukrayna için riskler yüksek.
Biden Gazze’de ateşkes anlaşmasını destekliyor
İsrail ve Hamas arasındaki savaş konusunda Trump, bağımsız bir Filistin devletini destekleyip desteklemeyeceğine doğrudan yanıt vermedi. İsrail’in “işi bitirmesi” gerektiğini ileri sürdü ve Biden’ı bir “Filistinli” gibi davranmakla suçladı.
Biden, İsrail’e desteğini yineledi ancak Hamas’a odaklanarak, Hamas’ın ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
Filistinli mahkumlar karşılığında rehinelerin ticaretini ve “ek koşullarla ateşkesin” devam etmesini içeren bir planın çığırtkanlığını yaptı.
Biden daha önce Mayıs ayında, çatışmalara ara verilmesi, İsrail güçlerinin Gazze’den çekilmesi ve İsrail’den alınan geri kalan rehinelerin serbest bırakılmasını içeren üç aşamalı bir ateşkes önerisi sunmuştu.
Göç ve kürtaj konusunda çatışmalar
İki aday arasında göç, ekonomi ve kürtaj konularındaki karşıt politikalar konusunda da tartışma yaşandı.
Trump, Biden’ın “açık sınır” politikalarının suç oranlarında artışa yol açtığını iddia ederek, “Bu insanların çoğunu oradan çıkarmalıyız” diyerek göçmen karşıtı söylemini daha da sertleştirdi.
İki aday ayrıca Roe v Wade davasının bozulması hakkında da konuştu ve Biden vatandaşlara anayasal kürtaj hakkı tanıyan yasanın yürürlükten kaldırılmasını “korkunç bir şey” olarak nitelendirdi.
Trump, kürtaj ilaçlarını engellemeyeceğini söyleyerek yanıt verdi ve eyaletlerin kürtajın yasal olup olmaması konusunda karar verme hakkına sahip olması gerektiğini savundu ve “şimdi eyaletler bu konuyu çözmeye çalışıyor” dedi.
Tartışma, adayların 2020’de karşı karşıya geldiği önceki zamana göre biraz daha sessizdi; bunun büyük ölçüde nedeni, diğer aday konuşurken kesintiyi önlemek için mikrofonların kapatılmasıydı.
Buna rağmen, Trump’ın kişisel suç mahkumiyetleri gündeme geldiğinde tartışma kişisel bir boyuta taşındı ve Biden, eski başkana yönelik bir dizi eleştiride bulunarak onu “sokak kedisi” ahlakına sahip “hüküm giymiş bir suçlu” olarak niteledi.
Trump, 2016 yılında yetişkin film yıldızı Stormy Daniels’a ödediği susturma parasıyla ilgili olarak iş kayıtlarını tahrif ettiği gerekçesiyle geçen ay 34 ayrı suçtan suçlu bulunmuştu.
