Valdecy Urquiza, Interpol’ün teknolojik ilerlemeyi ve üye ülkeler arasındaki işbirliğini teşvik ederek, modern suçlular tarafından kullanılan karmaşık taktiklere karşı birleşik bir cephe oluşturulmasına yardımcı olabileceğini ve küresel güvenlik ve adaletin güvence altına alınabileceğini yazıyor.
Bir sonraki genel sekreterin seçimi küresel güvenliğin geleceğini şekillendireceği için bu yıl INTERPOL için kritik bir döneme işaret ediyor. Bu seçim sadece liderlikle ilgili değil; dünyamızı korumakla ilgili.
Seçilen lider, uluslararası suçlarla mücadele ve dünya çapındaki insanları korumaya yönelik kolektif çabalarımızı yeniden tasarlamak ve güçlendirmek konusunda çok önemli bir rol oynayacak.
Brezilya Federal Polisi’nde yıllarca hizmet etmem ve Interpol’e olan on yıllık bağlılığım ile Amerika Kıtası’ndan sorumlu başkan yardımcısı olarak şu anki görevim arasında doruğa ulaşan gidişatımı düşündüğümde, Interpol için derin bir amaç ve vizyon duygusuyla doluyum. Bu hayati organizasyonun geleceği.
Bugün karşı karşıya olduğumuz tehditler giderek daha karmaşık ve geniş kapsamlı hale geliyor. Sınıraşan suçlar gelişti ve Interpol’ün daha çevik, yenilikçi ve kapsayıcı olmasını gerektirdi. Organizasyonla olan yolculuğum, Interpol’ün küresel suçla mücadeledeki çalışmalarının dönüştürücü etkisini bana açıkça gösterdi.
Ancak başarılarımıza rağmen, önümüzdeki yolun gelişme gerektirdiğini ve aynı zamanda Interpol’ün nihai misyonuna bağlılığı gerektirdiğini kabul etmeliyiz: dünyayı hepimiz için daha güvenli bir yer haline getirmek.
Herkesi temsil edecek şekilde dönüşümlü liderlik
Interpol’ün bugün karşılaştığı en acil zorluklardan biri, hizmet verdiği ülkelerin daha geniş ve daha güvenilir bir şekilde temsil edilmesine duyulan ihtiyaçtır.
Tarihsel olarak Interpol’ün liderliği, suçla ilgili deneyimleri oldukça benzer olan yalnızca beş ülkede yoğunlaşmıştı: Avusturya, Fransa, Almanya, Birleşik Krallık ve ABD.
Bu durum, Interpol’ün birbirinden çok farklı 196 üye ülkesinin farklı ihtiyaçlarını tam olarak temsil etme ve karşılama becerisini istemeden de olsa sınırladı.
Interpol’ün gerçekten tüm uluslara hizmet edebilmesi için her ülkenin söz sahibi olması gerekir. Interpol içindeki liderlik, başta benzersiz güvenlik sorunları yaşayanlar olmak üzere tüm ülkelerin temsil edilmesini sağlamak için dönüşümlü olarak yürütülmelidir.
Gelişmekte olan ülkelerdeki suç, gelişmiş bölgelerdekilerden büyük ölçüde farklıdır ve bu farklılıkları anlayan liderlerin sorunları etkili bir şekilde ele almasını gerektirir.
Farklı bakış açılarını benimseyerek organize suçlarla, insan kaçakçılığıyla, çevre ve mali suçlarla ve çocuk istismarıyla toplu olarak mücadele edebilir ve sonuçta küresel güvenliği artırabiliriz.
Aynı derecede hayati öneme sahip olan Interpol’ün bütünlüğünü ve etkinliğini korumak için siyasi müdahalelere karşı dayanıklı bir teknik platform olarak kalması gerekiyor. Araçların ve veritabanlarının kötüye kullanılmasına karşı koruma sağlamak için iç mekanizmalar ve korumalar güçlendirilmelidir.
Bu yaklaşım, kamu güvenliğini ve emniyetini artırmaya kendini adamış güvenilir ve tarafsız bir kuruluş olarak Interpol’e olan küresel güveni güçlendirecektir.
Yenilik gelecektir
Interpol için temel zorluklardan biri, dünya çapında, özellikle de gelişmekte olan bölgelerdeki kolluk kuvvetlerindeki kapasite boşluklarının giderilmesidir.
Bu kuruluşların çoğu, güncelliğini kaybetmiş teknoloji, sınırlı kaynaklar ve yetersiz eğitim gibi önemli engellerle karşı karşıyadır ve bu durum onların gelişmiş ulusötesi suçlarla etkili bir şekilde mücadele etme yeteneklerini sekteye uğratmaktadır.
Bunun üstesinden gelmek için Interpol’ün kapasite geliştirme çabalarını artırması gerekiyor. Bu, bölgeye özgü eğitim programlarının uygulanması, modern araçların ve teknolojinin sağlanması ve sürekli eğitim ve uyarlanabilirlik kültürünün teşvik edilmesi anlamına gelir. Interpol bu kuruluşları destekleyerek daha birleşik ve sağlam bir küresel suçla mücadele ağı oluşturabilir.
Interpol’ün geleceği de inovasyona bağlı. Modern suç en son teknolojilerden yararlandıkça ve giderek daha açık ve sınırların olmadığı bir toplumda faaliyet göstermenin yenilikçi yollarını keşfettikçe, polisin bir adım önde kalması hayati önem taşıyor.
Interpol, siber güvenlikten yapay zekaya kadar, üye ülkeleri yeni ortaya çıkan tehditlerle mücadele etme yeteneklerini geliştirme konusunda desteklemelidir. Polisin son teknoloji araç ve kaynaklarla donatılması çok önemlidir.
Interpol, üye ülkeler arasında teknolojik ilerlemeyi ve işbirliğini teşvik ederek, modern suçluların kullandığı karmaşık taktiklere karşı birleşik bir cephe oluşturulmasına yardımcı olarak küresel güvenliği ve adaleti sağlayabilir.
Tarafsızlık, özveri, vizyon
Son olarak Interpol ile AFRIPOL, Ameripol, ASEANAPOL, Europol ve GCCPOL gibi bölgesel kolluk kuvvetleri arasında açık bir işbirliği planı oluşturmak büyük önem taşıyor.
Bu ortaklıkların güçlendirilmesi, küresel suçla mücadele çabalarını önemli ölçüde geliştirecektir. Güçlü bir işbirliği çerçevesi, Interpol’ün sınıraşan suçlara karşı uluslararası çabalarını birleştirmesine, çakışmaları ortadan kaldırmasına ve küresel polis işbirliğinde öncü otorite olarak rolünü güçlendirmesine yardımcı olacaktır.
İleriye giden yol tarafsızlık, özveri ve vizyoner liderlik gerektirir.
Yeni bir genel sekreter atamanın belirleyici anına yaklaştığımız şu günlerde, Interpol’ü dönüştürücü bir geleceğe yönlendirmeye tamamen hazırım. Benim taahhüdüm, organizasyonu yalnızca bugünün zorluklarıyla mücadele etmekle kalmayıp aynı zamanda yarının tehditlerini öngören ve bunlara hazırlanan bir organizasyona dönüştürmektir.
Birlikte, uluslararası kolluk kuvvetlerinin geleceğinin parlak olduğundan ve konumları ne olursa olsun tüm polis güçleri için potansiyellerle dolu olduğundan emin olarak bu yolculuğa kararlılıkla çıkabiliriz.
Valdecy Urquiza, Interpol’ün Amerika kıtasından sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor.
Euronews olarak tüm görüşlerin önemli olduğuna inanıyoruz. Önerilerinizi veya sunumlarınızı göndermek ve sohbetin bir parçası olmak için [email protected] adresinden bizimle iletişime geçin.
