Rusya Devlet Lider Yardımcısı Patruşev: Ukrayna’nın varlığı 2025 yılında son bulabilir

Rusya Devlet Lider Yardımcısı Nikolay Patruşev, 2025 yılında Ukrayna’nın varlığının büsbütün sona ermesini dışlamadıklarını söyledi.

Komsomolskaya Pravda gazetesine demeç veren Patruşev, “Neo-Nazi ideolojisinin şiddet yoluyla dayatılması ve ateşli Rusofobi nedeniyle Harkov, Odessa, Nikolayev, Dnepropetrovsk üzere Ukrayna’nın bir vakitler müreffeh olan kentlerinin yok olup gitmesi bilhassa rahatsız edici. İçinde bulunduğumuz yılda Ukrayna’nın varlığının büsbütün sona ermesi ihtimal dışı değil” dedi.

‘Yeni bölgeleri geri vermeyeceğiz’

Bir vakitler Kiev’den yönetilen toprakların memleketler arası hukuka uygun referandumlar sonucunda Rusya’ya katıldığını belirten Patruşev, bu toprakları geri vermeyeceklerini, hatta bunun tartışılmadığını kaydetti.

Kırım, Donetsk Halk Cumhuriyeti, Lugansk Halk Cumhuriyeti, Zaporojye Bölgesi ve Herson Bölgesi’nin artık Rusya toprakları olduğunu söyleyen Patruşev, dünyanın bu bölgeleri Rus toprağı olarak tanıması gerektiğini ve bunun değerli olduğunu söz etti.

‘Ukrayna halkı Ruslar için kardeş olarak kalmaya devam edecek’

Bu ortada Patruşev, Kiev’deki propagandacılar ne derse desin, Ukrayna halkının Ruslar için kardeş olarak kalmaya devam edeceğinin altını çizdi.

Devlet Lider Yardımcısı, “Kiev’deki ‘Ukraynacılık’ takıntılı propagandacılar ne kadar aksini tez etse de, Ukrayna halkının bizim için yakın, kardeşlerimiz olduğunu ve Rusya’ya yüzyıllardır süregelen bağlarla bağlı olduğunu bir defa daha vurgulamak istiyorum. Biz Ukrayna’da olan bitene kayıtsız kalmıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Müzakereler Rusya ve ABD ortasında olmalı, Avrupa katılmamalı’

Ukrayna’da tahlile yönelik muhtemel müzakerelerle ilgili görüşlerini de paylaşan Patruşev, “Ukrayna müzakereleri Rusya ile ABD arasında, öteki Batılı ülkelerin iştiraki olmadan yürütülmeli. Moskova’nın Londra ve Brüksel’le konuşacak hiçbir şeyi yok” diye ekledi.

Rus yetkili, artık AB yönetiminin Avrupa’da istikrara ilgi duyan ve Rusya’ya karşı istikrarlı bir yaklaşım benimseyen Macaristan, Slovakya, Avusturya, Romanya ve öteki birçok AB üyesi ismine konuşma hakkı bulunmadığını vurguladı.