Ünlü müzikçi Mahsun Kırmızıgül zelzeleyle ilgili o uyarıyı anlattı: ‘Canını kurtar İstanbul’da yaşama’

Ünlü müzikçi Mahsun Kırmızıgül, katıldığı bir programda mümkün İstanbul depremiyle ilgili kaygılarını paylaştı. Kırmızıgül yurt dışında karşılaştığı ünlü bir sarsıntı profesörünün kendisini ‘canını kurtar İstanbul’da yaşama’ dediğini anlattı. Kırmızıgül, Bolu Kartalkaya’da meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği yangın felaketine de kızıyla birlikte şahit olmuştu.

Çanakkale Ayvacık’ta meydana gelen 5.2 büyüklüğündeki zelzelenin akabinde muhtemel Marmara sarsıntısı yine gündeme geldi. Prof. Dr. Naci Görür, toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Edremit Körfezinde, Ege Denizinde, Edremit Fay Zonunda 5,3 büyüklüğünde bir sarsıntı oldu. Bu fay zonu Kuzey Anadolu Fay Zonunun güney kolunu temsil ediyor. Bu körfezde 1944 yılında 6,8 büyüklüğünde korkutucu bir sarsıntı olmuşu. Marmara bölgesi ve kuzey Ege genelde gerilim biriktiriyor” diyerek kritik ihtarlarda bulunmuştu. Bir ikaz da ünlü müzikçi Mahsun Kırmızıgül’den geldi.

Canını kurtar uyarısı

Kırmızıgül katıldığı bir televizyon programında Los Angeles’ta karşılaştığı bir zelzele profesörünün İstanbul’da üç sefer seminer verdiğini belirterek kendisine yapılan ikazları gündeme getirdi.

“1999’da Adapazarı-Gölcük sarsıntılarını, akabinde 6 Şubat depremlerini yaşadık. 45 gün Adıyaman ve Hatay’da kaldım. Biraz derine inmek lâzım. Devletimiz tedbir konusunda çok gecikiyor. Kent planlaması çok önemli” diyen Mahsun Kırmızıgül şunları söyledi:

Kartalkaya’daki yangına da tanıklık etti

Kartalkaya’da meydana gelen 78 kişinin ömrünü yitirdiği otel yangını sırasında tıpkı bölgede olduğunu söyleyen Mahsun Kırmızıgül, şu paylaşımı yapmıştı:

“Sömestir tatilinde kızımla birlikte iki gün evvel geldiğimiz Kartalkaya’da, gece yarısı yangın sesleriyle uykumuzdan uyandık. Büyük bir panik ve çaresizlik hâkimdi. Ortalık tam manasıyla bir can pazarına dönmüştü. Çocukların ve bayanların çığlığı duyuluyordu. Neler olduğunu anlamaya çalışırken, o dehşet dolu anlar insanın kanını donduruyordu.

Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Böylesine dramatik bir atmosferde insanların çaresizliğine tanıklık etmek, hayatın ne kadar kırılgan olduğunu bir kere daha hatırlattı. Bu elim olay beni derinden sarstı. Kızımla o dağdan ayrılırken, kızımın ağzından dökülen kelamlar ise adeta yüreğimi parçaladı: “Baba, orada çocuklar öldü değil mi?” dediğinde içim kan ağladı.

Kartalkaya’dan ayrılırken hissettiğimiz üzüntüyü tanım etmek nitekim imkânsız. Burada yaşananların izleri hafızalarımızdan uzun mühlet silinmeyecek. Allah bir daha bu türlü acıları kimseye yaşatmasın. Fakat ne yazık ki, her felakette olduğu üzere, bu olayda da sorumluların sorumsuzluklarıyla baş başa kalacağına dair tasam büyük. Maalesef, ülkemizde bu çeşit trajedilerden gereğince ders çıkarılmıyor.”