Barım’ın gözaltına alınmasına reaksiyon: Cadı avı başlatıldı

Menajer Ayşe Barım’ın “Gezi Parkı aksiyonlarının planlayıcılarından olduğu” argümanı ve “Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla gözaltına alınması, geniş yankı buldu.

Halit Ergenç, Bergüzar Korel ve Dolunay Soysert’in bu soruşturma kapsamında söze çağrılması, İstek Kocaoğlu ve Mehmet Günsür’ün tabirlerinin alınması için İstanbul Adalet Sarayı’na getirilmesine yansılar büyüyor.

Siyasetçiler, sanatkarlar ve gazeteciler toplumsal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlarda gelişmelerin yol açtığı soru işaretlerine dikkat çekti, Seyahat protestolarının bir halk hareketi olduğuna, kriminalize edilemeyeceğine vurgu yaptı.

Gökçen: Hepimiz Gezi’deydik

CHP Genel Lider Yardımcısı Gökçe Gökçen, menajer Ayşe Barım’ın gözaltına alınmasına reaksiyon gösterdi.

“Gören de 78 insanın vefatından sorumlu diye düşünür. Ancak yok. Tekrar Gezi” diyen Göçken, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın birine kafayı taktığında, evvel toplumsal medyada bir hata uydurmaya çalıştığını, uymuyorsa yeni hata arayışına girdiğini ve kanıt toplama işini de vakte bıraktığını belirtti.

Gezi Parkı hareketleri sırasında polis TOMA ile müdahale ederken elinde Atatürk fotoğrafının yer aldığı Türkiye bayrağını sallayan bir gösterici. Fotoğraf: Reuters

Gökçen, “Bu mantıkla herkesin özgürlüğü tehlikededir. Milyonlarca insan Gezi’deydi. Hepimiz Gezi’deydik. Size çok büyük bir acı verdiğini biliyoruz fakat Seyahat’te milyonlarca gencin yaşadıklarını hafızalardan silemeyecek, tarihi silip tekrar yazamayacaksınız” sözlerini kullandı.

Tanrıkulu: Cadı avı başlatıldı

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da toplumsal medya hesabında paylaştığı açıklamasında, “Bu gözaltı süreci geçmişe dönük yeni bir ‘Cadı avının’ başlatıldığının işaretidir” kelamlarına yer verdi.

Tanrıkulu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Ayşe Barım’ın gözaltına alındığını bir basın açıklamasıyla duyurduğuna dikkat çekerek, “Açıklamada Ayşe Barım’ın 2013’teki Seyahat nedeniyle gözaltına alındığı tabir ediliyor. Açıklama okunduğunda, açıklamanın kendisi bizler için hiç yabancı değil. Bu açıklama, Seyahat iddianamesinden ve gözaltı süreci yapanların karar alma süreçlerinde yer verilen Seyahat kararından alınmış” dedi.

Gezi nedeniyle, birçok kentte hakkında soruşturma başlatılan, dava açılan ve beraat eden birçok yurttaş bulunduğuna dikkat çeken Tanrıkulu, “En son Çarşı Grubu’na açılan Seyahat Davası bunun somut örneğidir. Seyahat nedeniyle verilmiş AİHM Büyük Dairesi kararı var. Kararda bu devir de değerlendirilmiş, toplantı ve şov yürüyüşü, söz özgürlüğü hakkı çerçevesinde tespit yapılmıştır. Bu karara da şu anda soruşturmayı yapanlar tarafından uyulmamıştır. Benzeri nitelikte birçok Anayasa Mahkemesi kararı var” kelamlarını kaydetti.

Sezgin Tanrıkulu açıklamasını şöyle tamamladı:

“Ayşe Barım’ın kendisine dair savlara ait tabire davet edilmemişken, Seyahat nedeniyle gözaltına alınması diğer bir sürecin, politikler dışında; sivil toplum, aktivistler ve yurttaşlar bakımından da başlatıldığını ortaya koymaktadır. Umarım bu türlü değildir.”

Çelik: Seyahat bir halk hareketidir

CHP il Başkanı Özgür Çelik ise toplumsal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Ayşe Barım’ın gözaltına alınması ve oyuncuların söze çağrılmasından Silivri Cezaevi’ne dostlarını ziyarete giderken haberdar olduğunu aktardı.

Çelik, “Gezi içinize ne kadar endişe salmışsa 11 yıl sonra bile halkı kutuplaştırmaya çalışıyorsunuz. Tüm kurum ve olayları Seyahat’e bağlıyorsunuz. Seyahat bir halk hareketidir, Seyahat’in finansörü de halktır” görüşünü kaydetti.

DEM: Seyahat kriminalize edilemez!

Bir açıklama da DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş’tan geldi.

Ayşe Barım’ın 12 yıl evvel Seyahat Direnişi’ne katıldığı gerekçesiyle “darbeye teşebbüs üzere akıl almaz bir suçlamayla” gözaltına alındığına vurgu yapan Beştaş, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Bu durum, yargının siyasal iktidarın bir aparatı haline geldiğini bir sefer daha gözler önüne seriyor. Toplumun her bölümüne yönelik sistematik baskı siyasetleriyle varlığını sürdürmeye çalışan bir idare zihniyetiyle karşı karşıyayız. Lakin unutulmamalıdır ki: Seyahat, bir halkın özgürlük, etraf ve demokrasi talebinin simgesidir. Seyahat Direnişi, milyonların vicdanında meşruiyetini bulmuş bir toplumsal harekettir ve kriminalize edilemez!”

Gazeteciler de Ayşe Barım’ın Seyahat suçlamasıyla gözaltına alınmasına ait değerlendirmelerini toplumsal medya hesapları üzerinden paylaştı.

Timur Soykan, “FETÖ’cüler uydurma kanıt üretip kumpas kurardı. Artık Saray yargısı buna bile gerek görmüyor. Arşive bakıp maksat şahıs gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Soruşturmayı öteki bahiste açıp sonra münasebet aramaya başlıyorlar. Ümit Özdağ’dan sonra Ayşe Barım için birebir senaryo işledi. Ayrıyeten Seyahat Direnişi üzerinden herkese gözdağı vermek istiyorlar. Seyahat bu ülkenin onurudur” görüşünü kaydetti.

Merdan Yanardağ menajer Ayşe Barım’ın Seyahat hareketlerine katılma argümanıyla gözaltına alınmasını “Amaç, kültürel iktidarı 22 yıldır ele geçiremeyen AKP’nin bu alanda da ‘siyasal şiddet’ yoluyla egemenlik kurma çabasıdır” dedi.

Fatih Altaylı ise “İçimden bir ses Ayşe Barım ve oyuncuların gözaltına alınması suretiyle dikkatlerin Kartalkaya Grand Kartal Otel’den uzaklaştırılmaya çalışıldığını söylüyor. Ayşe Halit falan derken 79 ölümüzü unutacağız zannediyorlar herhalde” görüşünü kaydetti.

Laçin: Terör mü? Yapmayın!

Oyuncu Berna Laçin ise “Bir dakika bir dakika, kesimde monopolleşme, rekabet kanuna karşıtlık filan değil miydi Ayşe Barım’ın soruşturulma sebebi! Seyahat Parkı filan ne alaka? Terör ile ilgili göz altı ne demek? Bu inanılmaz!” kelamlarıyla reaksiyon gösterdi.

Sektörel bir soruşturmadan kelam edildiğini anımsatan Laçin, “Sektörel bir soruşturma olacaktı. Bunlar varsa da karşılığı cezası neyse herkes alsın. Dalda varsa kartelleşme çözülsün, gençlerin önü açılsın, yararlı olacak bir soruşturma olsun. Terör mü? Yapmayın!” dedi.

DW/ DA, EC

DW Türkçe’ye sansürsüz nasıl erişebilirim?