AB liderleri Orta Doğu krizine yanıt olarak Lübnan bağlarını güçlendirmeyi düşünüyor
Charles Michel, AB liderlerinin Lübnan’ı Orta Doğu’yu etkisi altına alan krizin yansımalarından korumaya yardımcı olmak için Lübnan’la daha derin ilişkiler kurmayı desteklediklerini söyledi.
Avrupa Konseyi Başkanı, AB liderlerinin Çarşamba günü geç saatlerde Brüksel’de yaptığı zirve sonrasında gazetecilere verdiği demeçte, “Lübnan hakkında derinlemesine bir tartışma yaptık.”
Michel, “Lübnan’da çok sayıda Suriyeli mülteci var ve hepimiz Lübnan silahlı kuvvetleri de dahil olmak üzere bu ülkeyle (…) ilişki kurmanın bizim sorumluluğumuz olduğunu anlıyoruz” diye açıklayan Michel, Lübnan’la gelecekteki işbirliğinin göç akışlarını yönetmeye yönelik adımları içerebileceğini de sözlerine ekledi. Avrupa’ya.
Zirvenin sonuç bölümünde 27 lider, “başta Lübnan olmak üzere bölgede gerilimin daha fazla artmasını önlemek için tüm ortaklarla birlikte çalışmaya” hazır olduklarını söyledi.
Bu, İran ile İsrail arasındaki gerilimin, Tahran’ın İsrail topraklarına benzeri görülmemiş bir insansız hava aracı ve füze bombardımanı başlattığı hafta sonu tehlikeli bir seviyeye ulaşmasının ardından geldi.
Derinleşen ekonomik kriz ve kırılgan hükümet, Lübnan’ı bölgeyi etkileyen istikrarsızlığa karşı özellikle savunmasız hale getiriyor. Hamas’la savaşın başlamasından bu yana İsrail sınırında sürekli ateş açan ve geçen hafta sonu Tahran’ın hava saldırısında yer alan İran destekli militan grup Hizbullah’ın varlığı da ülkeyi derinleşen çatışmanın içine sürükleme riskini taşıyor. .
Ülke aynı zamanda yaklaşık 210.000 Filistinli ve 1,5 milyon Suriyeli mülteciye de ev sahipliği yapıyor; bu da daha fazla istikrarsızlığın Avrupa’ya doğru bir göçmen dalgasına yol açabileceği anlamına geliyor.
Geçen hafta Kıbrıs, Lübnan üzerinden geçiş yapan ve Akdeniz’de Lübnan kıyılarının sadece 260 km açıklarında bulunan adaya ulaşmaya çalışan Suriyeli mültecilerin gelişindeki artış nedeniyle sığınma başvurularının işlenmesini durduracağını duyurdu.
Konferans öncesinde konuşan Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Christodoulides, kendisi ve Komisyon Başkanı von der Leyen’in, göç de dahil olmak üzere bir dizi konuyu ele almak üzere Mayıs ayı başlarında Lübnan’a gideceklerini duyurdu.
Christodoulides ayrıca diğer AB liderlerini, göçmen ve mültecilerin geri dönüşünü kolaylaştırmak amacıyla Suriye’deki sözde “güvenli bölgeleri” yeniden değerlendirmeyi düşünmeye teşvik edeceğini de söyledi.
Ancak Michel, diğer liderlerin öneriyi destekleyip desteklemediğini doğrulamaktan kaçındı. Michel, “Lübnan’la ilişki kurmamız gerekiyor, bu çok açık. Göç bunun yalnızca bir yönü” dedi.
“Sadece göç konusunda değil, göç konusunda da ortaklıklar geliştirmek için üçüncü ülkelerle temas kurmaya çalışıyoruz” diye ekledi.
Michel, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin Lübnan’daki durumun “değerlendirilmesi” çağrısında bulunan liderler arasında yer aldığını söyledi.
Meloni, 2022 yılının sonlarında iktidara geldiğinden bu yana, üçüncü ülkelerle insan kaçakçılarını çökertmeye ve ülkeden ayrılmaları engellemeye yönelik hedefli tedbirleri içeren anlaşmalar yaparak AB’nin göçün sözde “dış boyutunu” güçlendirmeye yönelik AB çabalarında önemli bir itici güç oldu. Düzensiz göçmenlerin Avrupa kıyılarına yönelmesi
Bloğun, daha sıkı göçmen kontrolleri karşılığında bu Kuzey Afrika ülkesine AB parası enjekte eden Tunus ile yaptığı anlaşma, yine de insan hakları savunucuları tarafından, Tunus hükümetinin belgelenen ihlallerini ve otoriter eğilimlerini görmezden geldiği için eleştirildi.