İsrail’in çekildiği Han Yunus’taki Nasır Hastanesi’ne yüzlerce anne, çocuklarının cesetlerini tespit ümidiyle akın etti. Cesetlere korku dolu gözlerle bakan annelerin feryatları yürekleri dağlarken, uydu görüntüleri, İsrail’in cesetleri buldozerlerle ezip gömdüğünü ortaya çıkardı. Yaşanan vahşet karşısında uluslararası aktörler, bağımsız soruşturma talep ediyor.
İsrail ordusunun 7 Nisan’da çekildiği Han Yunus’ta yaşanan vahşetin boyutu her gün daha anlaşılıyor. 2 bin kişinin akıbetinin bilinmediği kentteki Nasır Hastanesi’nde gözü yaşlı annelerin çocuklarının cesetlerini aramak için hastane bahçesinde verdiği uğraş yürekleri dağladı. İsrail’in çekilmesi sonrası yüzlerce anne Han Yunus’a döndü. Çocuklarını bulmak için çoğu parçalanmış haldeki cesetleri en ince ayrıntısına kadar inceleyen annelerin, naaşların üzerindeki pantolon, gömlek ve ayakkabılara bile baktığı görüldü. Çıkarılan cesetleri ve yayınlanan uydu görüntülerini inceleyen uzmanlar, İsrail askerlerinin cesetleri buldozerlerle ezip gömdüğünü tespit etti. Şu ana kadar hastane bahçesinden 310 ceset çıkarılırken, yaşanan vahşet sonrası dünya ayağa kalkarken, uluslararası sivil toplum kuruluşları bağımsız bir soruşturma talep etti.
Filistinli ilk müdahale ekipleri cesetleri mezardan çıkardı ve kefene sararak yere bıraktı. Çıkarılan cesetlerin bazılarının başları kesilmiş, bazılarının organları çıkarılmış, bazılarının ise derileri yüzülmüş olarak bulunması, görenlerin içini parçaladı. Annelerden biri bakamadığı için cesetleri elleriyle dokunarak tanımaya çalıştı. Bir diğer anne, çürümüş cesedi tanınmaz hale gelen çocuğunu pantolonundan tanıdı ve çığlık çığlığa ağlamaya başladı.
Bölge kaynakları İsrail’in kanıtları yok etmek için mezarları yıktığını ve cesetleri tanınmaz hale getirdiklerini kaydetti. SkyNews’ün uydu verilerinden edinilen görüntülere dayandırdığı habere göre, İsrail ordusu, Filistinlileri öldürdükten sonra buldozerle ezip toplu biçimde gömdü. Sonrasında ise bölgeyi dümdüz ederek mezarın izlerini sildi.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Ravina Shamdasani yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’ndeki Nasır ve Şifa hastanelerinin yıkılması ve yüzlerce cesedin bulunduğu ‘toplu mezar’ raporları karşısında ‘dehşete düştüğünü’ söyledi. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nden yapılan açıklamada ise Gazze Şeridi’ndeki Şifa ve Nasır yerleşkelerinde bulunan toplu mezarlarla ilgili uluslararası soruşturma açılması çağrısında bulunuldu.
Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’in soykırım yaptığı yönünde dava açan Güney Afrika , Gazze’deki toplu mezarlara ilişkin acil ve kapsamlı soruşturma çağrısında bulundu. Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, hastanelerde toplu mezar bulunmasından dehşet duyulduğu kaydedilerek, “Bu korkunç bulgular, adaleti ve hesap verebilirliği sağlamak için acil ve kapsamlı soruşturmalar yapılmasını gerektiriyor” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, Gazze’ye yönelik saldırılarına devam eden İsrail’in, Uluslararası Adalet Divanının (UAD) kararlarını hiçe saydığı ve cezasız kaldığı vurgulandı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Uluslararası toplumun İsrail işgalinin uluslararası hukuk kurallarını ihlal etmesine yönelik hesap verebilirlik mekanizmalarını harekete geçirmemesi, sadece daha fazla ihlalle sonuçlanacak, insani trajedileri ve yıkımı arttıracaktır” denildi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, günlük basın brifinginde durumu İsrail’e sorduklarını ve Tel Aviv’in güvenilir bir kaynak olarak kendilerine izahat vereceğine inandıklarını dile getirdi. Kendi sicili de kabarık olan ABD, Filistinlilere yönetlik katliamın sponsoru ve İsrail’in en büyük destekçisi olarak kabul görüyor.
