Anti-faşist sansür tartışması İtalya’nın Kurtuluş Günü kutlamalarına gölge düşürdü

İtalya, Perşembe günü Nazi işgalinden ve faşist yönetimden kurtuluşunun 79. yıldönümünü ülke çapında resmi tatil ve anma törenleriyle kutladı.

25 Nisan 1945’te İtalyan partizanlar, faşist rejime ve Nazi işgaline karşı Milano ve Torino’da büyük bir ayaklanma başlattılar ve bu, onların İtalya’dan çekilmelerinin başlangıcı oldu.

Köklerini diktatör Benito Mussolini’nin devrilmesinden sonra ortaya çıkan neo-faşist harekete kadar uzanan İtalya’nın Kardeşleri partisinin Başbakanı Giorgia Meloni, Kurtuluş Günü’nü kutlamak için Roma’daki meçhul askerin mezarı başında İtalyan cumhurbaşkanına katıldı.

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Kurtuluş Günü’nün 79. yıl dönümü nedeniyle Anavatan Sunağı’nda Senato Başkanı Ignazio La Russa ile görüştü

Ancak kutlamalar, sansür şüphesi ve İtalya’nın Holokost ve İkinci Dünya Savaşı dönemindeki suçlardaki suç ortaklığı mirası nedeniyle oluşan medya fırtınasıyla gölgelendi.

Devlet yayın kuruluşu RAI, İtalyan yazar Antonio Scurati’nin faşizm üzerine yazdığı monologu geri çekme kararının ardından ağır ateş altında kaldı. Cumartesi gecesi yayıncının RAI 3 kanalında yayınlanan “Chesarà” adlı talk show’da yayınlanması planlandı.

Protesto olarak sunucu Serena Bortone monologun tamamını canlı yayında okudu.

Scurati’nin metni artık birçok İtalyan gazetesi ve web sitesinde de yayınlanıyor.

Ödüllü “M” cildi Mussolini’nin yükselişini ve bunun günümüzle paralelliklerini ayrıntılarıyla anlatan Scurati, yazısında faşizmi kınıyor ve Meloni’nin partisini tarihi yeniden yazmaya çalışmakla suçluyor.

Monolog iki iyi bilinen olayı anlatıyor: Faşizme karşı çıkan Sosyalist milletvekili Giacomo Matteotti’nin 10 Haziran 1924’te Mussolini tetikçileri tarafından öldürülmesi; ve 1944’te Nazi işgalinin zayıfladığı dönemde İtalyan sivillere yönelik katliamlar.

Pazar günü Scurati, monologunu Napoli’de canlı bir izleyici kitlesine okudu ve Meloni’yi, platformunu kendisine “kişisel olarak saldırmak” için kullanarak sırtına bir “hedef” çizmekle suçladı.

Eleştirmenler aylardır RAI’nin, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en sağcı olan Meloni hükümetine ideolojik olarak yakın isimleri atadığını ve bu hükümeti “Telemeloni” olarak adlandırdığını iddia ediyor.

RAI, Scurati’nin monologunun iptal edilmesine yol açan karar verme süreciyle ilgili bir iç soruşturma başlattı.

RAI yöneticisi Paolo Corsini, monoloğun sansür nedeniyle çekildiğini yalanladı ve bunun yerine sözleşmeden kaynaklanan sorunlar ve Scurati’nin RAI rakibi Sky Italia ile olan ilişkisini suçladı.

Meloni kendi adına herhangi bir sansür olduğunu reddetti ve tartışmaya Scurati’nin monologunu Facebook hesabında yayınlayarak sol muhalefeti ortada olmayan bir skandal yaratmakla suçlayarak yanıt verdi.

Onun hakkında ne düşündüğünü açıklarken İtalyanların kendilerinin karar vermesini önerdi.

“Kamu hizmeti tarafından her zaman dışlanmış ve sansürlenmiş olanlar asla kimseden sansür talep etmeyeceklerdir” diye yazdı.

Scurati’nin aşırı ücret almak istediği yönündeki haberlere atıfta bulunarak, “Hükümet aleyhindeki propagandanın bedelinin vatandaşların parasıyla ödenmesi gerektiğini düşünenler bile değil” diye ekledi.

Kavgalar, Meloni’nin 2022’de İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk aşırı sağcı lider olarak seçilmesinin, İtalyanların faşist geçmişlerini sıradan Almanlar gibi tam olarak hesaba katmadığı yönündeki eleştirileri yeniden canlandırdığı İtalya’da sinirleri bozdu.

Meloni, İtalya’nın Kardeşleri partisini neo-faşist köklerinden uzaklaştırmaya çalıştı ve İtalya’daki Yahudi cemaatiyle bağlar kurmak için elinden geleni yaptı. Partisi, uzun süredir ertelenen Holokost Müzesi projesini destekledi ve Gazze’deki mevcut savaş da dahil olmak üzere İsrail’i güçlü bir şekilde destekledi.

Ancak muhalefet Meloni ve partisini kendilerini “kesinlikle anti-faşist” ilan etmeyi reddetmekle suçladı.

Perşembe günü Instagram’da yayınlanan bir gönderide Meloni, “anti-faşist” terimini kullanmaktan bir kez daha kaçındı. Ancak Kurtuluş Günü’nün nasıl “faşizmin sonunu” simgelediğini ve “demokrasinin geri dönüşünün temellerini attığını” kutladı.

“Tüm totaliter ve otoriter rejimlere karşı nefretimizi bir kez daha teyit ediyoruz. Dünün Avrupa’da ve dünyada halklara zulmedenlere ve bugünün kararlılıkla ve cesaretle karşı çıkmaya kararlı olanlarına” diye yazdı.

Törendeki konumu kendisini siyasi mücadelenin dışında bırakan İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella ise daha sert bir tavır aldı. Meloni ile birlikte Roma’daki meçhul askerin mezarına çelenk bıraktıktan sonra, 1944’te Nazilerin 244 sivili katlettiği Toskana kasabası Civitella’ya gitti.

Orada, İtalyanların, İtalyan topraklarında meydana gelen katliamları, cinayetleri, sürgünleri ve diğer ihlalleri inkar etmeye çalışan faşist propaganda ve sansür de dahil olmak üzere, II. Dünya Savaşı’nın “Nazi-faşist barbarlığını” asla unutmamalarını talep etti.

Mattarella, “Bugün ve gelecekte bu katliamları ve kurbanları hatırlamak gerekiyor” dedi. “Hafıza olmadan gelecek olmaz.”