Avukat Serkan Kaya: ‘Kültür ve Turizm Bakanı’nın misyondan el çektirilmesi gerekiyor’

Türkiye çabucak her bahiste olduğu üzere ikiye ayrılabilen bir ülke. Siyasi konumları nitekim hukuksal reflekslerin de önüne geçmeye başlıyor. Herkes siyasi konumuna nazaran sorumlusunu bulmaya çalışıyor. Buna müsaade vermemesi gereken bir mevzuatımızın olması ve bizim mevzuatımızın açık, seçik, bariz olması lazım. Bir olayla ilgili sorumluluğunun açılışı ortaya çıkması lazım.Buradaki karmaşa biraz da mevzuatın mevzuda gereğince açık olmamasından kaynaklanıyor. Olağanda bir yangınla ilgili bir faaliyet, yangınla ilgili bir denetleme görevciler tarafından yapılması gerekir. Bunu yalnızca yangın olarak düşünmemek lazım. Bir bina yapılıyorsa, bunun binanın teknik, statik özellikleri, öteki inşaat kalitesi vs. üzere şeylerin de birebir vakitte imar mevzuatına uygun olması lazım. İmar mevzuatıyla ilgilenen bir kurumun olması lazım. Turizmi Teşvik Kanunu’yla bu cins yapılar, oteller, bilhassa bu olay üzerinde konuşulacak oteller, belediyelerin yetki alanından çıkarılınca burada bir iki başlılık ortaya çıkıyor. Turizmi Teşvik Kanunu diyor ki, kurumların yeterlilikleri, yeterliliklerin devam edip etmediği düzenlenmesi, belirtilmesi bakanlık tarafından yapılır. Bakanlık kim diye bakıyoruz? Kültür ve Turizm Bakanlığı. Ancak öbür taraftan da bakanlığın prestiji konusunda bir teşkilatı yok. Yani bu yangın yeterliliğini denetleyecek bir teşkilatı yok. O vakit bu misyonu yapması gereken şey de kurumda, muhtemelen onların başvurusu üzerine belediye oluyor. Belediye diyor ki, ben yetkili değilim. Haklı zira Turizm Teşvik Kanunu’na nazaran yetkili orada. Bakanlıkla belediye ortasındaki işbirliğinin açık açık yeni bir kanun unsurunun sistemli bir hale gelmesi lazım.

Binaların Yangınlardan Korunması Hakkında Yönetmeliğ’ nin 124. Hususunda Yangın güvenliği sorumluluğu başlığı, sorumluluğun kimde olduğunu düzenliyor. Husus de şu sözler yer alıyor, ‘yangın güvenliğinden kamu ve özel kurum ve kuruluşlarda en büyük amir ve yöneticiler sorumludur.’ 124. Unsura nazaran en büyük amiri binanın malikidir.

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, belediyenin otelin eksikliklerin tespit ettiklerini ve eksiklikler tamamlandıktan sonra tekrar denetim edeceklerini söylediğini belirtti. Eksikliklerin tamamlanmasını beklerken dilekçenin geri çekildiğini de söylüyor. Sorumlu bir yönetimin eksikliklerle ilgili olarak mevzuyu ilgili ünitelere bildirmesi gerekiyor. Bu ahlaki bir sorumluluk. Bakanlığın muhakkak periyodlarla burayı denetlemesi lazım. Güçlü bir iktidar var yani bunu yerine getirebilecek olan daha tesirli kurumlar. Bu gerçeği kabul edip buna nazaran hareket edelim.

Denetleme vazifesi bir kamu kurumuna verilmişse halkın güvenebileceği şey devlettir. Devletimize biz vergilerimizi bizi korusun kollasın diye veriyoruz. Global bir sistemde, global bir dünyada biz devletimize güvenmek zorundayız. Hasebiyle şayet bir denetleme vazifesi bir kamu kurumuna verilmişse bu vazifesi eksiksiz bir halde yerine getirmesi lazım. Türkiye o kadar büyük bir coğrafya ki o kadar büyük fazla sorun çıkma ihtimali olan bir yer. Bir yerde o denetleme misyonu yerine getirilmediği vakit biz bunun bedelini canlarımızla ödemek zorundayız. O yüzden bu denetleme misyonunu yerine getirmesini istemek bizim en doğal hakkımız.

Otelin odaları özel turizm şirketleri tarafından satılıyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da sahip olduğu şirket bu şirketler ortasında. ETS, bu otelin hizmetini satmış. ETS’den hizmet satın alanlar firmanın ismine güvenerek ve firmanın oteli denetlendiğini düşünerek hizmet almışımdır. Otel hizmet sunan bir yerse ben de tüketiciyim. Hizmetin sunulduğu yerde sunulan hizmet ayıplı. Hizmet sunması için gerekli şartları sağlamıyor. Hasebiyle bu bir açık ayıp durumunda. Fakat tüketici olarak benim bu açık ayıba maruz kalmamam lazım. ETS ne yapıyor? Bir o şirketle görüşüyor yahut öbür krizin şirketleri de birebir halde, yani aracılık yapan bütün şirketler için söylüyorum. O oteli görüyorlar, o otelle bir muahede yapıyorlar. Sonra o muahedeye periyot olarak da insanları bunu satıyorlar. Artık benim tüketici olarak o otelin ayıplı olup olmadığını, yangın idaresine uygun olup olmadığını bilme durumum yok. Ancak aracı şirketlerin, ETS üzere bu işten ticari kar elde eden firmaların, o otelin turizm teşvik evrakının nitekim kaidelerini yerine getiriyor mu? Kâfi güvenliği var mı? Otel gereğince konforlu mu? Öbür meseleler da çıkabilir, sarsıntıda sağlam mı değil mi bunları test etmesi lazım. Zira onun sorumluluğu, oradaki şirketin, ortadaki ticari şirketin sorumluluğu bir tacir sorumluluğu. Hasebiyle aracı firmaların hizmet sattığı şahıslara maddi ve manevi tazminat sorumluluğu var. Aracı firmada bir hizmet sağlayıcı durumuna geldiği için bence mutlaka bir ideali tahkikat geçirmesi lazım. Turizm otel sahibinin tahkikat geçirdiği üzere, malı pazarlayan kişinin de ideali bir tahkikat geçirmesi. Pekala bu tahkikatı kim yapacak? Turizm bakanlığı yapacak. Turizm bakanımızdan kendi şirketini yönetlemesini, ona bir ideali tahkikat uygulamasını ve sonunda dokümanını devam etmek noktasında bir karar vermesini bekleyemeyiz biz. Bu türlü bir hukuk nizamı olmaz. Burada sayın bakanımdan istifa etmesini falan beklemiyorum esasen. Bakanın misyondan el çektirilmesi lazım. Zira şu anda ETS üzerinden sayın bakanın şirketi de bu olayın failleri ortasında görünüyor. Kuşkuları ortasında görünüyor. İdeali tahkikata husus olması gereken bireyler ortasında görünüyor. Tahkikatın yanlışsız yürütülmesi için şu anda bakan beyin el çektirmesi gerektiğini düşünüyorum.